Naber lan devrimci!

Naber lan devrimci!

Ve sen bu devlete karşı örgütlenip mücadeleye başladığında, devletin sana dayattıklarına itiraz edip alternatifini aramaya koyulduğunda çok dikkat etmelisin, çünkü savaştığın şeye dönüşebilirsin. Bir bakarsın kendi gücün ve etkin çerçevesinde bir devlet olmuşsundur. Yok öyle makro bir şeyden bahsetmiyorum. Üç kişi de olabilirsin...

Kategori:Deneysel

Yayımlanma:


Devlet lanet bir düzendir. Kimin ne yapacağına, kimin ne söyleyeceğine, ne giyip ne içeceğine karar verir. Hayatın her alanında halkını kontrol eder, kontrol edemediğine zulmeder. Silah verir eline başkasını öldürttürür insana. Emek verip toprağı ekenin toprağına tel örgü çekip benim der. Yerden çıkıp coşkun coşkun akan sudan içersen para ister. Dünyayı şirketlerine bölüştürüp buraya giremezsin bura benim toprağım der. Öyle bir yapıdırki devlet hoşlanmadığı şeyi yaparsan seni yok etmek için elinden geleni yapar.

Ve sen bu devlete karşı örgütlenip mücadeleye başladığında, devletin sana dayattıklarına itiraz edip alternatifini aramaya koyulduğunda çok dikkat etmelisin, çünkü savaştığın şeye dönüşebilirsin. Bir bakarsın kendi gücün ve etkin çerçevesinde bir devlet olmuşsundur. Yok öyle makro bir şeyden bahsetmiyorum. Üç kişi de olabilirsin. Mesela okulunun kantininde senin hoşuna gitmeyen bir yazı görürsün. Üç kişi olmanın verdiği cesaret ve güçle gidip yazıyı yok edersin, karşına çıkanları döversin, tehdit edersin. İşte orada devletsin. Daha sonra okulun, hakimin vereceği ceza önemli değil. O anda orada devlet olmuşsundur. Hüküm sürmüşsündür.

İşte tam olarak bu. Devletin (ya da hükümetin, pek bir fark yok aslında) politikalarına karşı gelenler sıklıkla bu hataya düşüyor. Evet hata. Onlar mücadele diyor buna, çünkü mücadeleyi kendi dışında arıyor, çünkü kendini o kadar mükemmel görüyorki devleti var eden, onu yaşatan ve bir kriz anında derhal onaran ya da yenisini inşaa edenin kendisi olduğunu göremiyor. Mevcut yapıyı muhafaza etmekten yana olan sağcılara karşı bir devinim hareketi olarak ortaya çıkan sol oluşumlar, gücü ele geçirdiği anda sağcı oluveriyorlar. Amaçları zulmü ortadan kaldırmak değil, amaçları zulmü kendi üzerlerinden kaldırmak. Bu sağlandığı anda (burada da büyük bir değişimden bahsetmiyorum, küçük bir mekanda sayıca çoğunluğun sağlanması bile buna bir örnek) barış, eşitlik, özgürlük gibi dillerinden düşmeyen bu haklı söylemler rafa kalkıyor. Bu kez bulundukları mekana ve zamana göre söz konusu konuda sağcılaşıyorlar ve alaşağı ettiklerini (düşünceyi, sistemi, kişiyi vs.) solculaştırıyorlar.

Özellikle gençliğin verdiği dinamizm ile radikal kararlar alan bu gruplar, etki alanları çerçevesinde farklı bir görüşün söz sahibi olmasından tuttun da etki alanı içindeki insanların nasıl selamlaşacağına, ne yeyip içemeyeceğine, nasıl giyinemeyeceğine kendi güçleri çerçevesinde karışıyor, engel oluyorlar. Bu devletin yaptığından farklı bir şey değil. Bu eğlenceli bir uslüpla söylenecek olursa sosyal faşizmdir.