Çevre Mühendisleri uyardı: Acilen önlem alınmalı

Çevre Mühendisleri uyardı: Acilen önlem alınmalı

TMMOB Çevre Mühendisleri Odası Başkanı Baran Bozoğlu, Dünya Çevre Günü öncesinde Türkiye’nin çevre sorunlarına dair hazırlanan raporu açıkladı. Belediyeler ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na çağrıda bulunan Bozoğlu, Türkiye’deki çevre olaylarının önüne geçilmesi için acilen önlem alınması gerektiğini söyledi.

Kategori:Haber

Yayımlanma:


TMMOB Çevre Mühendisleri Odası, Dünya Çevre Günü Raporu’nu kamuoyu ile paylaştı. Oda Başkanı Baran Bozoğlu’nun paylaştığı rapor, Türkiye’deki önemli çevre sorunlarını ortaya koydu. İçme sularının iletim hatlarında kaybolduğunu söyleyen Bozoğlu, belediyelerin bu konuda acilen yatırım yapması gerektiğini söyledi. Türkiye’nin termik santral yaklaşımından bir an önce uzaklaşması gerektiğinin altını çizen Bozoğlu, Ermenistan’a ait nükleer santral nedeniyle Iğdır ve çevre illerin risk altında olduğunu söyledi. Bozoğlu, İzmir Gaziemir’de 2007 yılında tespit edilen radyoaktif atıkların acilen kaldırılması için de Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne çağrıda bulundu.

TMMOB Çevre Mühendisleri Odası Başkanı Baran Bozoğlu, Dünya Çevre Günü öncesinde Türkiye’nin çevre sorunlarına dair hazırlanan raporu açıkladı. Rapora göre, havası AB’ye üye ülkelerin ortalamasına kıyasla en az yüzde 33,4 daha kirli olan Türkiye’de yılık 30 bin civarında insan hava kirliliğine bağlı olarak hayatını kaybediyor. Partikül madde (PM) 2,5 parametresine göre ölçüm yapılan istasyonların yüzde 69’undan, PM10 parametresine göre de yüzde 38’inden güvenli veri alınamıyor. Yaklaşık 60 milyon kişi PM10 yıllık ortalama limitin aşıldığı yerlerde yaşarken yaklaşık 20 milyon kişinin ise soluduğu havaya dair herhangi bir bilgi bulunmuyor. 2017 yılında yaklaşık 34,4 milyar lira olarak kayıtlara geçen çevre koruma harcamasında dış ortamlardaki hava kirliliğini engelleme ve azaltmaya yönelik pay sadece yüzde 2 düzeyinde ve hava kirliliğinin çözümü için daha fazla bütçe ayrılması gerekiyor.

Sular iletim hattında kayboluyor

Türkiye’deki yüzey sularının yaklaşık yüzde 74’ünün kirlenmiş durumda. Termik santral kaynaklı atık su oluşumunun da 2016 yılında yüzde 57’ye çıktı. 59 belediyede kanalizasyon şebekesi bulunmuyor ve ülke nüfusunun yüzde 89,7’sine kanalizasyon hizmeti verilemiyor. 2017 verilerine göre de 816 belediyede atık sular arıtılmadan doğaya veriliyor. Kentlerde içme ve kullanma suyu olarak evlere iletilen sular iletim hatlarında kayboluyor. İletim hatlarında kaybolan su miktarı Ankara’da yüzde 36, İstanbul’da yüzde 24, İzmir’de yüzde 30 civarında. Mardin’de içme ve kullanma sularının yüzde 77’si Hakkari’de ise yüzde 82’si iletim hatlarında kayboluyor. Susurluk, Meriç – Ergene ile Büyük ve Küçük Menderes gibi 8 su havzasında suların yüzde 99’u kirlenmiş durumda. Türkiye’deki evsel ve endüstriyel atık suların yeniden kullanım oranı ise yüzde 1’in de altında.

Konya verimli toprak kaybediyor

Kuraklığın yaşandığı ve yer altı suyu rezervlerinin yetersiz olduğu Konya Karapınar Bölgesi’nde sulu tarıma geçildiği 2000 yılından beri 100 bini aşkın kaçak, kontrolsüz yer altı suyu kuyusu açıldı ve bölgede su tüketimi fazla olan büyük baş hayvancılık, yonca, mısır gibi üretim yöntemleri teşvik edildi. Bu nedenle yer altı suyunun çekilmesi ile birlikte bölgede bin yıllar içinde oluşan verimli toprakların kaybedildiği obruklar oluşmaya başladı.

Nükleer faciaya karşı hazırlık yok

Oda Başkanı Bozoğlu, raporda yer alan mevcut ve doğabilecek çevre sorunlarıyla ilgili çağrıda da bulundu. Iğdır sınırına 16 km uzaklıkta, Ermenistan sınırları içinde yer alan Metsamor nükleer santralinin depreme karşı bir önleme ve Çernobil nükleer santrali gibi koruma havzasına sahip olmadığı hatırlatan Bozoğlu, “Bu kadar riski barındıran bir nükleer santralde yaşanabilecek olumsuzluğa karşı Iğdır ve bölgedeki diğer illerin hazır olmadığı görülüyor. Valiliklerin biran önce bölgede yaşayan vatandaşlar ile acil durum planını paylaşmalı, eğitim seferberliği başlatmalı. Aksi halde şu anda, vatandaşların olası bir kazaya dair ne yapacakları bilinmiyor, olası kazada kullanılması gereken iyot tabletlerine dair hazırlıklı olunup olunmadığı ise net değil” şeklinde konuştu.

Gaziemir’de tehlike sürüyor

İzmir Gaziemir’de 2007 yılında Türkiye Atom Enerjisi Kurumu tarafından tespit edilen radyoaktif ve tehlikeli atıklar hala bölgeden kaldırılmadı. İnsanların sağlık riski altında olduğu bölgede toprak, yer altı suları kirlenmeye devam ediyor” diyen Bozoğlu, “Çevre ve Şehircilik Bakanlığı eğer görevini yapmıyorsa, yeni İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’i sorumluluğu üstlenmeye ve çözüm üretmeye davet ediyoruz. Bakanlığımıza da Belediyemize de her türlü desteği vermeye hazır olduğumuzu da ayrıca belirtmek isteriz” ifadelerini kullandı.

2010 yılında yayımlanan Büyük Endüstriyel Kazaların Önlenmesi ve Etkilerinin Azaltılması Hakkında Yönetmelik’in uygulanmasının sürekli ertelenmesini de eleştiren Bozoğlu, “Şu anda sanayi alanında yaşanacak bir kazaya karşı hem kurumlarımız hem de kazanın olma potansiyeli olan sanayici hazır değil. Nasıl müdahale edileceğini, ne gibi önlemler alması gerektiğini netleştirmemiş, olası kazayı önlemek adına yatırım yapması zorunlu değil” dedi.