O ve kadın: Küçük intihar

O ve kadın: Küçük intihar

Adımlıyordu yolları ancak ayakları geride kalıyordu zihninden. Her ne kadar ayakları yere sürünür gibi yavaş yürüyor olsa da zihni bir an önce oraya ulaşmak istiyordu sanki. İlk bakışta delice bir şey gibi görünse de hayatta çok az şeyde heyecan duyan biri için eğlenceliydi.

Kategori:Öykü

Yayımlanma:


İş yerinden çıkmış kaldığı yurda doğru gidiyordu. Metrodan indikten sonra otobüs durağına yöneldi. Dünyasında hiç insan kalmamış gibiydi ve bu serin yaz akşamında rüzgâr içini ürpertiyordu. Omzuyla çarpıp geçen insanları dahi görmüyordu. Metroda da kullandığı kart sayesinde otobüsle aktarma yapacaktı. Durağa deldiğinde önceki birkaç günde yaptığı gibi durmadı, ayakları tereddüt etmeden yürümeye devam etti. Gecenin bu saatinde araç trafiğinin insanlığı unutmuşçasına akışı eşliğinde şehirlerarası yolda yürümeyi seviyordu. Hele de serin rüzgâr hafif hafif yüzünü okşuyorsa… Adımlıyordu yolları ancak ayakları geride kalıyordu zihninden. Her ne kadar ayakları yere sürünür gibi yavaş yürüyor olsa da zihni bir an önce oraya ulaşmak istiyordu sanki. İlk bakışta delice bir şey gibi görünse de hayatta çok az şeyde heyecan duyan biri için eğlenceliydi. O sırada çok yakınından büyük bir hızla geçen ve kasasındaki yükünün sallanırken çıkardığı ürkütücü sesli ile korktu. Bu korku onun hoşuna gitti. Gülmeye başladı ve adımlarını hızlandırdı, oraya bir an önce varabilmek için. Yürüyor olduğu şehirlerarası yolu dik kesen ve arabaların altından aktığı yere geldi. Bariyerlere daha da yaklaşarak yürümeye devam etti. Alttaki yola bakarak adım attıkça, kumlu denizin insanı boğmak için sinsice kendine çekmesi gibi, yolun da ruhundan parçaları kendine çektiğini ve yola düşüp cam gibi parçalanan ruhundan kalanları da demir yığını soğuk makinelerin paletleriyle ezdiğini hissediyordu. Ve nihayet tüm yol boyunca özlemini kurduğu noktaya geldi. Günlerdir şu an bulunduğu üst yol ile alttaki yolun arasındaki bölgeyi birbirine bağlayan yamacın tepesine gelip kendisini aşağı bıraktığını ve yamaçtan yuvarlandığını hayal ediyordu. Bu, onun için küçük bir intihar ya da bazı insanların günahlarından arınmak için ateşten atlaması veya yıkanması gibi bir şeydi. Önceden buraya geldiği zamanlara oranla daha fazla atlamak istiyordu bu kez. Belki de atlamak için yeterli bahanesi yoktu önceki seferlerde. Bunu yapmayı neden bu kadar çok arzuladığına dair hiçbir fikri yoktu ve bu, neden yaptığını düşünmek istemediği şeylerden biriydi.

Bu bölüm henüz yazılmadı. Kadınla ilgili duygular bu bölümde yer alacaktı. Ama yazmadım, eksik kaldı. Bırakalım burası da eksik kalsın. Zaten ney tamam ki hayatımızda.

Birden bariyerlerin diğer tarafında buldu kendini, zihni ise çoktan aşağı inmişti. Vücudunu aşağı bıraktığında önce iki buçuk üç metrelik bir yükseklikten hafif düzlük olan çimenlere düşecekti ve muhtemelen o hızla düzlükten başlayıp bağlantı yoluna kadar inen yokuştan yuvarlanacaktı. Bozuk paralarını çoktan fermuarlı cebine almıştı. Önce parmaklarının bariyeri sırayla terk ettiğini hissetti, sonra bir kuş gibi hafiflediğini… Ustalıkla yere çakıldı ve günlerdir planladığı gibi hızını alamayıp yuvarlanmaya başladı. Yuvarlanırken bir gözüyle çimenlikteki olası taşları, diğer gözüyle de bağlantı yolunun trafiğini denetliyordu. Neredeyse yola kadar savrulacaktı. Sonunda ayağa kalktı, gökyüzüne bakarak kendi etrafında bir tur attı. Ardından kahkahalarla gülmeye başladı. Üzerini temizleyip, hiçbir şey olmamış gibi yoluna devam etmeye başladı. Rahatlamış gibiydi ancak ayağı kaldırım taşına takılıp düşecek gibi olunca yine kahkaha atmaya başladı. Tüm bu olanlardan garip bir haz alıyordu. Bir süre daha yürüdükten sonra hızlanmaya başladı. Kaldığı yurdun önüne gelmişti ancak kapısına dönmedi, adımlarının hızını arttırdı ve koşmaya başladı. Yaptığı eylemin nedenini yine düşünmüyordu. Sadece koşuyordu. Yanından süratle akıp giden arabalarla yarışıyordu. Nereye doğru gittiğine dair en ufak bir fikri yoktu. Belki yine kendisinden çok ilerde olan zihnini yakalamaya çalışıyordu, belki de zihnini kemiren günahlarından kaçıyordu. Koştu. Yüreği parçalanıncaya kadar koştu.