O ve kadın: Zaman

O ve kadın: Zaman

İstediğinde o kadar samimiydi ve o kadar derin bir istekti ki bu, zaman çıkageldi. Tüm görkemi ile karşısında duran zaman ona bir dileğinin olup olmadığını sordu.

Kategori:Öykü

Yayımlanma:


Güneş batmak üzereydi yani vakit gelmişti. Her zamanki gibi buluşma yerleri olan tepeye doğru yola koyuldular. Yemyeşil çimenlere batan güneşin kızıllığı vuruyordu muhteşem manzaranın eşliğinde. Görünmeseler de yakınlarda bir yerlerde cilveleştikleri ötüşmelerinden anlaşılan kuşların sesleri insana yaşama sevinci veriyordu. Sevdiği kadını görecek olmanın heyecanı özlemle harmanlanıyor, güneşin vücuduna verdiği ılıklığı alıp götüren rüzgârın da etkisiyle eli ayağı birbirine karışıyordu. Farklı yönlerden geldiler ve tepenin üzerinde buluştular, o ve kadın.

Kadını gördüğü anda yine heyecan kaplamıştı içini ama bunu belli etmek istemediği için yine gözleri kaçırıp başka şeylerle ilgileniyor gibi yaptı. Yaklaşınca sarılmak istedi o hemen ama kadın davranmadı. Suskundu ve yorgundu belki de. Bu kez kadın kaçırıyordu gözlerini, cesaret edemiyordu bakmaya. O anlamıştı bir şeylerin yolunda gitmediğini. Kurumuş boğazından ağzına zor getirdiği soruyu sordu kadına. Kadın başını hafifçe kaldırdı. Buğulu gözlerinin üzerine iki yandan sarkmış olan saçlarının arasından baktı ona. Sonra yine gözlerini kaçırdı. “Buraya kadar” dedi kısık bir sesle. Ses tonu yaşanmışlıkları bir kenara atabilmenin ne kadar da basit olduğunu haykırıyordu sanki. Ve yine sanki böyle umursamaz bir edayla kestirip atmanın daha hızlı sonuca ulaştıracağını düşünüyordu. Ama o ısrarla kadının ses tonunda bir zorundalık aradı. Sessiz geçen birkaç saniyenin ama ona birkaç saat gibi uzun gelen birkaç saniyenin ardından birden bire kabullendi durumu. Yine karşısına çıkmıştı her zaman onu üzen ayrılık. Onun sevgisi kadının hayalinde yoldan geçen birisi dahi olmazdı, çünkü kadının istediği beyaz atlı prens değildi o.

Kadın arkasını dönüp gitmek için davrandı. O kadına son bir kez sarılmayı çok istedi, “Son bir kez sarılmak için neler vermezdim” diye geçirdi içinden. Kadın döndü arkasını. O istediğinde o kadar samimiydi ve o kadar derin bir istekti ki bu, zaman çıkageldi. Tüm görkemi ile karşısında duran zaman ona bir dileğinin olup olmadığını sordu. O hiç düşünmeden ama ümitsizce sevdiği kadına son bir kez sarılabilmeyi diledi. Zaman bunun karşılığında onun hayatından bir yıl alacağını söyledi. O ise yine düşünmeden kabul etti. Kadın yüzünü tekrar ona doğru çevirdi ve yavaşça sarıldı boynuna. Onun şaşkınlığı mutluluğa mutluluğu da dehşete dönüştü. Zihnindeki kaos gözlerinden okunuyordu. Sımsıkı sarıldı kadına, öptü yanaklarından ve saçlarını soludu. Zaman “Tamam” dedi. Onun içini yine endişe kapladı. Serin havaya inat süzülen ter damlası alnını kaşındırmaya başladı. Çaresizce bir dakika daha istedi zamandan. Zaman bir dakikaya karşılık ömründen bir yıl daha alacağını söyledi. O yine ve yine hiç düşünmeden kabul etti. Bu kez daha sıkı sarıldı kadına. Ellerini kadının vücudunda gezdirdi ezberlemek için vücut hatlarını. Parmaklarını saçlarına dolarken yanağını kadının yanağına yapıştırdı önce, sonra tekrar öptü yanağından. Ciğerlerini kadının kokusuyla doldurdu. Zaman tam sürenin dolduğunu söyleyecekti ki o yetinmedi, daha fazlasını istedi; kadının sevgisini. Zaman bunun karşılığının daha fazla olacağını söylemeye kalmadan o “Kabul” dedi. Kadın onun yanaklarını okşadı, dudaklarına bir öpücük kondurdu ve “Seni seviyorum.” dedi. O heyecan içerisindeydi ve tüm vücudunu mutluluk kaplamıştı. Hemen kadınla ilgili uzun zaman dilimlerini kapsayan hayaller kurmaya başladı. Kendi ağırlığını hissetmiyordu sanki. Ancak birden yere yığıldı. Kanı çekiliyormuş gibi hissetti. Son isteğine karşılık zamanın ondan hayatını istediğini yeni anladı. Zamanın isteğinin ne olduğunu bilmeden de olsa kabul etmişti bir kere. Nefes almakta güçlük çekiyordu. O sırada kadın zamanın tesirinden çıktı ve arkasını dönüp uzaklaşmaya başladı. Ölüm konusunda pişman olmalı mıydı, bunu düşünmedi bile. Ama kendisinden nefret etmeye başladı kadından beklediği sevginin sahtesini bile bile yaşadığı için. Vücudu uyuşuyor gözleri kısılıyordu. Kaskatı kesildi, vücudunun uç bölgeleri istemsiz hareket ediyordu. Gözlerinden yaş değil de kan aktığı hissine kapıldı. Acılar içerisinde öldü.