TMMOB Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO), 2018 yılına dair hazırladığı Hava Kirliliği Raporu’nu kamuoyuyla paylaştı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın verilerinden yola çıkılarak hazırlanan rapora göre, Türkiye’de yaklaşık 60 milyon kişi kirli hava soluyor. Hava kalitesini olumsuz yönde etkileyen termik santrallerin ve sanayi yoğunluğunun olduğu bölgelerin de aralarında yer aldığı 37 ilde, istasyonlardan hava kalitesine dair yeterli veri alınamıyor. Yeterli verinin alınamadığı istasyonların çevresinde yaşayan 20 milyon kişinin solduğu havanın kalitesi ise bilinmiyor.
ÇMO Yönetim Kurulu Başkanı Baran Bozoğlu, Ankara’da düzenlenen basın toplantısında 2018 yılı Hava Kirliliği Raporu’nu açıkladı. Hava kirliliği parametreleri için sınırların aşıldığı gün sayısı ve yıllık ortalama değerlerin incelendiği rapor, son dört yılda Türkiye’deki hava kirliliğinin artarak devam ettiğini ortaya koydu. Hava kirliliği ölçümünde kullanılan partikül madde (PM), kükürtdioksit, azotdioksit, karbonmonoksit ve ozon parametreleri için verilerin ayrı ayrı ele alındığı raporda, sağlık açısından en tehlikeli kirletici olarak kabul edilen PM2,5 için halen ulusal bir sınır değerinin olmadığı ve hava kalitesi istasyonlarının çok azında ölçüldüğü vurgulandı.
Tüm istasyonlarda limit aşıldı
Hava Kalitesi Değerlendirme ve Yönetimi Yönetmeliğine göre en düşük veri alımının yüzde 90 olması gerekirken Türkiye’de PM2,5 ölçümü yapılan istasyonlarının yüzde 69’undan güvenli veri alımı gerçekleşmiyor. Rapora göre, saç kalınlığının beşte birinden daha küçük parçacıklar için esas alınan PM2,5 parametresinde güvenli veri alımının olduğu istasyonların tamamında ise Dünya Sağlık Örgütü’nün limit değeri aşılmış durumda. PM2,5 açısından havası kirli illerin başında Amasya, Ankara, Artvin, Bartın, Bilecik, Bolu, Bursa, Çanakkale, Çorum, Edirne, Erzurum, İstanbul, Kocaeli, Ordu, Sakarya, Samsun, Sivas, Tekirdağ, Trabzon, Yalova, Zonguldak yer alıyor.
20 milyonun ne soluduğu belli değil
PM10 ölçümlerinin gerçekleştirildiği 81 ildeki 219 istasyonun yüzde 38’inde güvenli veri alımının olmadığı belirtilen raporda, PM10 kirletici değerine dair güvenli veri alınamayan istasyonların olduğu bölgelerde yaşayan yaklaşık 20 milyon kişinin soluduğu hava ve hava kalitesiyle ilgili herhangi bir yorum yapılamadığı dile getirildi. İstanbul’da da 2018 yılında yaklaşık 2 milyon nüfusun yaşadığı bölgede neredeyse hiç ölçüm yapılmadığı, 6 milyon kişinin yaşadığı ilçelerde ise güvenli veri alımının olmadığına dikkat çekilerek “Özetle, İstanbulluların yarısının soluduğu havaya dair yorum yapılabilecek yeterli veri toplanamamıştır” denildi.
Rapora göre, Türkiye genelinde PM10 yıllık ortalama verilerine göre 81 ilin 45’inde yıllık ortalama sınır değer aşılırken bu illerin başında İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Kahramanmaraş – Elbistan, Erzurum – Doğubeyazıt, Ağrı – Taşhan, Iğdır, Bursa, Mersin, Bursa, Niğde, Erzincan, Denizli, Afyon ve Muğla geliyor.
Yatağan’da termik var, veri yok
Termik santrallerin olduğu bölgelerde hava kirliliğinin devam ettiğinin veriler üzerinden değerlendirilebildiği belirtilen raporda dikkat çeken bir nokta ise, Muğla’nın Yatağan ilçesinde termik santral bulunmasına ve bu alandaki hava kirliliğine dair birçok eleştiri yapılmasına rağmen 2018 yılında hiç hava kalitesi ölçümü yapılmamış olması.
Avrupa’da azalıyor, Türkiye’de artıyor
Türkiye’nin atmosferindeki partikül maddelerin son 15 yıl içinde Avrupa’ya oranla yüksek seviyelerde ölçüldüğü hatırlatılan raporda, Türkiye’nin atmosferinin partikül maddeler açısından Avrupa’ya göre yüzde 33,4 oranında daha kirli olduğu verisine yer verildi. Rapora göre, Avrupa’nın atmosferindeki partikül maddeler son 15 yılda yüzde 14,2 oranında azalırken, Türkiye’de yüzde 8,4 oranında artış gözlendi.
Raporun sunumunda konuşan ÇMO Başkanı Bozoğlu ise, kirliliğin nedenlerine değindi. Bozoğlu, “Hatalı kentleşme politikası, temiz hava sağlayacak hava koridorlarına çok katlı binaların yapılması, kent merkezlerinde yeşil alan miktarının azalması, toplu taşımanın yetersizliği ve ısınma amaçlı kömür tüketimi kentlerde ana kirlilik unsurları olarak karşımıza çıkarken, Türkiye’nin birçok yerinde termik santraller nedeniyle ciddi hava kirliliği problemleri yaşandığını görmekteyiz” ifadelerini kullandı. Solunan havanın kirlilik durumu tespitine yönelik önerileri de dile getiren Bozoğlu, ölçüm istasyonlarının bakım ve kalibrasyonuna özen gösterilmesi ve PM2,5 kirletici ölçümlerinin bütün istasyonlara yaygınlaştırılması gerektiğini söyleyerek, “Kirlilik parametrelerinin tamamında sınır değeri aşan kentlerde acil önlemlere ihtiyaç duyulmaktadır” dedi.
Dünya Sağlık Örgütü’nün sağlık açısından en önemli 10 tehdit arasında ilk sırada yer verdiği hava kirliliği nedeniyle OECD’nin tahminlerine göre Türkiye’de her yıl yaklaşık 30 bin kişi hayatını kaybediyor.